10 Mayıs 2015 Pazar

İnşaat sektörü seçimlere dirençli

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı
Durbakayım:



“Sektör olarak beklentilerimiz istikrarlı bir hükümet ve makroekonomik dengelerin bozulmaması” dedi.

Seçimlerin inşaat sektörüne etkisini ve geçmiş deneyimleri AA muhabirine değerlendiren Durbakayım, İNDER olarak buna bilimsel yanıtlar bulmak amacıyla AG Platform’a bir araştırma hazırlattıklarını söyledi.

AG Platform Kurucusu Ali Gizer’in TÜİK verilerine dayanarak hazırladığı “Seçimler ve İnşaat Sektörü – Seçim Dönemlerinde Sektörel Değişimler Analizi” başlığı altında yayımlanan araştırmaya göre inşaat sektörünün üretim açısından analizi yapıldığında seçimlere karşı görece daha dirençli olduğununun ortaya konulduğunu ifade eden Durbakayım, bu anlamda 2009 yılında yaşanan yavaşlamanın seçim takviminden ziyade ekonomik krizin Türkiye’de satın alma gücüne olan etkisinden kaynaklandığını kaydetti.

Durbakayım, 7 Haziran Genel Seçimleri yaklaşırken gayrimenkul ve inşaat sektörünün de seçim atmosferine tam anlamıyla girdiğini belirtti.

Bu yıl seçim öncesi döneminin hem konut sektörünün en fazla satışı gerçekleştirdiği bahar aylarına denk gelmesi hem de döviz kurlarında yaşanan artışın konut sektörünü zor günlerin beklediğine işaret ettiğini aktaran Durbakayım, şöyle konuştu:

“Sektör temsilcileri 2000?li yılların başından itibaren daha sağlam bir yapıya kavuşan konut ve inşaat sektörünün seçim dönemlerinde belirgin bir durgunluk yaşasa da artık seçimlerden eskisi kadar etkilenmediği görüşünde. Genel kanı, seçim döneminde ‘bekle gör’ pozisyonuna giren konut alıcısının seçimin ardından ertelediği alımı yaptığı yönünde. Daha önceki seçim dönemlerinde edinilen tecrübelere dayanarak hareket eden konut sektörünün oyuncuları, konut alıcısının bu seçim döneminde de benzer bir davranış sergileyeceğini düşünüyor.

Araştırmaya göre 2005 yılından itibaren inşaatın ciro endeksinde yukarı doğru gelişim eğiliminin devam ettiği gözleniyor. Takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış endeks değerine göre incelendiğinde yükseliş devam etmekle birlikte 2000’li yılların başındaki yüksek ivmeli hareketin düştüğü ve ciro artışının yavaşladığı dikkati çekiyor.”

– “İnşaat sektörü genel seçimlere daha hassas”
İnşaat sektörünün üretimine bakıldığında 2009 yılında ciddi gerileme yaşandığı ancak sektörün 2010 yılından başlayarak son beş yıllık süreçte yeniden toparlanmaya başladığını ifade eden Durbakayım, ciro endeksi gibi üretim endeksinin de son on yıllık süreçte yavaşlayan bir artış trendi sergilediğinin araştırmada öne çıkan diğer bir nokta olduğunu belirtti.

Durbakayım, araştırmaya göre inşaat sektörünün seçimlerin uzun aralıklar sergilediği dönemlerde ciro açısından gelişim gösterdiğini, seçmenin sıklıkla sandık başına gittiği dönemlerde ise daha durağan bir gelişim sergilediğini ve özellikle 2011-2014 yılları arasında sektörün mevsimsellikten arındırılmış halde ciro gelişimi sergilediğini aktardı.

İnşaat sektörü büyüme hızı analizine göre ise sektörün genel ekonomiyi ve gayrimenkul satışlarını direkt etkileyen genel seçimlere oldukça hassas bir yaklaşım gösterdiğini, yerel seçimler ve referandumlarda göreceli bir etkileşim sergilediğini dile getiren Durbakayım, şu bilgileri paylaştı:

“Örneğin genel seçimlerin yaşandığı 2007 ve 2011’de sektördeki yıllık büyüme oranı sırasıyla yüzde 5,7 ve yüzde 11,5, Anayasa Değişikliği halk oylamasının yapıldığı 2010’da yüzde 18,3 büyüme gösterdi. Yine yerel seçimlerin yaşandığı 2004’te 14,1’lik büyüme gösteren inşaat sektörü, 2003’teki 7,8’lik büyüme performansına göre oldukça iyi bir gelişim göstermiş oldu. İnşaat sektörü sadece 2008’de yaşanan küresel krizin etkilerinin hissedildiği ve yerel seçimlerin gerçekleştiği 2009’da yüzde 16,1 daralma gösterdi. İnşaat sektörünün, yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaşandığı 2014’teki 2,2’lik görece kötü performansı ise uzmanlarca kamu yatırımlarındaki azalmaya bağlandı. Buna göre, konut sektörü iki seçim birden yaşanan 2014’te de inşaat sektörünü sırtlayarak aslında iyi bir performans gösterdi.”

– “Beklentimiz siyasi ve ekonomik istikrar”
Nazmi Durbakayım, siyasi ve ekonomik gelişmelere endeksli bir seyir izleyen gayrimenkul satışlarının özellikle yerel veya genel seçimler öncesinde “bekle gör” stratejisinin bir sonucu olarak düşme eğilimine girmekle birlikte sektörün kaybettiği gücü seçim sonrası dönemde mutlaka topladığını söyledi.

Toparlanmanın bazen çabuk bazen de yavaş olduğunu kaydeden Durbakayım “Bugüne kadar yaşanan gelişmelere bakıldığında genel veya yerel seçimler öncesinde mevcut hükümetler tarafından yürütülen popülist politikaların sektör üzerinde önemli bir etkisinin olduğu görülebilir. Yani makro açıdan bakıldığında; yaşanan her seçim döneminde ortaya konan istatistiki rakamlar, inşaat sektörünün büyüdüğünü gösteriyor” dedi.

Sadece 2008’in sonunda başlayan küresel kriz nedeniyle 2009’da yaşanan daralmanın istisna tutulması gerektiğini, mikro açıdan bakıldığında ise özellikle seçimden önceki iki ayın sektör açısından yaprağın kımıldamadığı süre olduğunu dile getiren Durbakayım, sektör oyuncularının riske girmemek için yeni projelerini, konut ihtiyacı olanlar ise piyasaların nasıl olacağını bilmedikleri için alımlarını beklettiğini aktardı.

Durbakayım, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Seçimlerin sonucuna göre yeni projeler ve alımlar çok hızlı veya temkinli olarak devreye girer ve konjonktüre göre rutin veya ivmeli bir şekilde kendi dinamiklerini bulana kadar yoluna devam eder. Sektör olarak beklentilerimiz istikrarlı bir hükümet ve makroekonomik dengelerin bozulmaması. Ekonomideki dengeler ve disiplin bozulmadığı ve siyasi istikrar devam ettiği sürece, bir sorun olacağını sanmıyorum. Bu iki önemli faktör gerçekleşirse, konut kredisi faiz oranlarının çok makul seviyelere doğru inişe geçeceğini söyleyebiliriz. Faiz seviyesinin istikrarlı bir şekilde gerileyerek eski noktalara gelmesi, insanları heyecanlandıracak ve yatırımları yine gayrimenkule yöneltecektir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Translate